Troya'nın Geleceği Nasıl Olmalıdır?

100

s10301
Arkeoloji, mitoloji ve tarihin bir araya geldiği Troya, kültür tarihinde çok önemli bir yere sahiptir.

Troya ismi, Anadolu topraklarındaki antik bir kentin de ötesinde, çok daha fazla şeyler ifade etmektedir. Troya, Avrupa ve dünya tarihinin önemli bir parçasıdır. İzmirli (Smyrnalı) ozan Homeros'un bu kenti anlattığı İlyada Destanı, yazıldığı yaklaşık MÖ 730'lardan itibaren dünya edebiyatının unutulmaz eserleri arasına girmiştir. Antik Dönem dünyasına hükmeden ve Avrupa kültürünün öncüleri olarak kabul edilen Romalılar, soylarını bir çok Ortaçağ hükümdarı gibi Troyalılar'a bağlamışlardır. Öte yandan Türkler'in Troya'ya olan ilgisi de çok eskiye dayanmaktadır. Fatih Sultan Mehmet de, 1462 yılında Troya'yı ziyaret eder ve "İstanbul'u fethederek Troyalıların öcünü aldık" der. O da kendini bir Troyalı olarak görür. Yani, Troya, Batı ile Doğu'nun hem çoğrafi, hem kültürel, hem politik, hem de tarihsel anlamda biraraya geldiği yerdir. Doğu ile Batı'yı birleştiren, kaynaştıran bir geçmişe sahiptir Troya. İşte bu nedenle Troya'nın geleceği de bu zengin kültürel mirasa yakışan bir gelecek olmalıdır: Uluslarası bir saygıya sahip Troya Müzesi, İlyada Destanı'nı tüm doğal çevresi ve tarihiyle yeniden yaşayabileceğiniz düzenli bir Troya Tarihi Milli Parkı ve sadece Troya'yı değil tüm Anadolu tarihini yeniden öğreneceğiniz görkemli bir örenyeri.

Bölümler