Finike alfabesi, Grekçe ilk alfabe ve Grekçe harf tablosu M.Ö.1200’ler olduğu kabul edilen Troya Savaşı sonrasında büyük bir durgunluğa giren Akdeniz’de tam dört yüzyıl sonra, M.Ö.800’lerde önemli gelişmeler olur. Söz konusu bu gelişmelerin en önemlisi yazıdır. Grek tüccarlar, Doğu Akdeniz’de yaşayan Finikeliler’in o dönemde yaygın bir şekilde kullandığı yazı tekniklerini çok iyi gözlemlemiş ve bir süre sonra da bu tekniği kopyalamışlardır. Finike alfabesi sırasıyla alınmış, alep, bet, gimel, dalet..; Grekçe’deki alpha, beta, gamma, delta’ya dönüştürülmüştür. Finikeliler sadece ünsüz harflerle yazmaktadırlar. Grekler bunlara beş sesli harf daha eklemişlerdir. Böylece yeni yapılan 26 harf sistemiyle istenilen her söz, harflerle anlaşılabilecek bir tarzda yeniden aktarılabilecektir. Böylelikle de Avrupa’da halen bir tür Latince versiyonunu kullanılan sesli alfabe doğmuştur. M.Ö.1200’lerde Miken saraylarının yok olmasıyla unutulan ve 400 yıl Grekler’in alfabesiz yaşamasına neden olan bu durum ortadan kalkmış ve yüzyıllar sonra Grekler nihayet tekrar alfabeye kavuşmuşlardır. İşte tam bu dönemde, yani M.Ö.730’larda İlyada, kısa bir süre sonra da Odysseia kaleme alınmıştır. Elimizde M.Ö.8.yüzyıla ait bir İlyada el yazması olmamasına rağmen uzmanlar M.Ö.7.yüzyılda bu eserin kopyalarının olduğundan neredeyse eminler.