Bozcaada'nın hemen karşısındaki Beşik Koyun'daki Helenistik Döneme ait tümülüs. 1863'ten beri aralıklarla gerçekleştirilen kazı sonuçlarındaki en önemli konulardan biri de, Troya'daki mezarlık alanının (nekropol) nerede olduğudur. Schliemann, Dörpfeld ve diğer kazıcıların yaptıkları çalışmalar bir sonuç vermemiştir. Sadece Blegen'in 30'lu yıllarda yaptığı kazılarda, aşağı kentin en güneyinde MÖ 1300'lere tarihlenen zayıf bir mezarlık alanı tespit edilse de burada yapılan kazılar yeterli sonuç vermemiştir. O nedenle mezarlıklarla ilgili Troya I Dönemi (MÖ 3000) de dahil olmak üzere Homeros Troyası olarak adlandırılan Troya VI-VII Dönemine kadar elimizde yeterli veri bulunmamaktadır. Bu nedenle Troyalılar'ın mezarları konusunda bir şey söylemek oldukça zordur. Ancak İlyada Destanı'nda anlatılan gömü törenlerinin eskiye dayandığı Homeros uzmanlarınca tespit edilmiştir. İlyada'nın 23. bölümünde Patroklos'un, 24. bölümünde ise Hektor'un cenazelerinin nasıl yakıldığı ayrıntılı bir şekilde anlatılır. Boğazın girişindeki eski Kumkale yakınlarında bulunan ve Patroklos mezarı olarak adlandırlan tümülüs. Miken döneminde pek sık görülmeyen ölü yakma geleneği MÖ 11. yüzyılın ortalarından itibaren daha da yangınlaşmaktadır. Destanda bütün kahramanların, Akhalılar gibi Troyalı kahramanların cenazeleri de yakıldıktan sonra, külleri bir kabın içinde gömülmektedir. Son Tunç Çağı'na ait bu tür ölü gömme geleneğine ait arkeolojik buluntular Yunanistan'da olduğu gibi, Troya'nın limanı olarak kabul edilen Beşik Koyu'ndaki Korfmann'ın 1986 yılında kazdığı mezarlık alanında da bulunmuştur. Fakat İlyada Destanı'nda anlatıldığı gibi o döneme ait mezar tepesi (tümülüs) henüz tespit edilememiştir. Troya etrafındaki günümüzde de görülebilen tüm mezar tepelerinin yaklaşık 1000 yıl sonraki bir döneme (Hellenistik ve Roma Dönemi) ait oldukları ve o dönemde bir tür anıt mezar gibi yapıldıkları tespit edilmiştir.