Troya Mitolojisinin Grek ve Roma İçin Önemi Nedir?

77

s8001
Büyük İskender'in Troya'ya duyduğu ilgi, hocası Aristoteles'in ona daha çocukken Homeros destanlarını anlatmasından kaynaklanmaktadır.
Troya'yla ilgili destanlar, hikayeler, masallar Grek ve Roma Dönemi'nde tarihsel gerçeklikler olarak algılanmışdır. Grek ve Romalı sanatçılar, teologlar, bilginler, bu kaynağı şekillendirerek antik dönem için eğitimin, dinin, tarih bilincinin bir parçası haline getirmişlerdir. İlyada etkisi öylesine büyümüştür ki, MÖ 522'den itibaren Atina'da tiran Hipparkos'un emriyle, dört yılda bir yapılan şenliklerde bir ozanlar grubunun İlyada ve Odysseia'yı başından sonuna kadar okuması bir gelenek halini almıştır. Bu destanların Atina'daki okullarda ders olarak okutulması ise eserlerin daha fazla sayıda kopyalanmasına neden olmuştur. MO 4. yüzyılda Atina'daki gelişmiş kitap ticareti de bu eserlerin diğer bölgelere kadar yayılmasını hızlandırmıştır.

İskenderiye'deki kraliyet kütüphanesinde ise, Efesoslu Zenodotus (MÖ 300-260), Bizanslı Aristophanes (MO 230-144) ve bir çok diğer antik dönem dilbilimcisi tarafından kaleme alınan Homeros araştırmaları gerçekleştirilmiştir. Özellikle de Samothrakeli (Semadirek) Aristarskhos'un yorumlu İlyada'sı eserin sonraki kuşaklara aktarımında önemli rol oynamıştır.

Roma'da kendilerini familiae Troyanae (Troya hanedanı) olarak gören yaklaşık elli aristokratik soy bulunuyordu. Yapay olarak oluşturulan bu aristokratik soy, kendi tarihlerinde, oynadıkları rolü daha önemli kılmıştır. İşte bu önemli "tarihi rol" birçok politik amaçlarını gerçekleştirmek için kendilerine yol göstermiştir.

Bölümler