Troya Gerçekten Bulundu Mu?

Seyyah ve Eski Çağ tarihçisi Gustav von Eckenbrecher nihayet 1842 yılında Troya'nın Yeni Ilium'un yerinde bulunduğunu öne sürmüştür; ancak o zaman İlion/Troya özdeşliği kurulamadığı için Troya'nın tam olarak nerede olduğu bir soru olarak kalmıştır. Ingiliz J. Maclaren, 1863 yılında Hisarlık'ın Troya olduğu kuramını güçlendiren ikinci kitabını yayınlamıştır. Bu, Schliemann'ın Troya'ya ilk kez gelmesinden beş ve Avusturyalı gezgin, araştırmacı ve diplomat Johann Georg von Hahn'ın, Ballı Dağ'da ilk kez lokalizasyon amaçlı arkeolojik bir kazı yaparak ilk kez kuramlarını incelemesinden ise, üç yıl öncedir.

Burada 1842'de, Troas'ın bir haritasını hazırlayan Spratt ve 1867 yılında, bu harita çalışmalarına temel oluşturan, Rus doğa bilimcisi, Jeolog ve Botanikçi Peter von Tschihatscheff'in "Küçük Asya Yolları" eserini çeviren, haritacı Kiepert'in de anılması gerekir. Bu münasebetle ilk kez, 1849 yılında 21 yaşındayken Tschihatscheff'e bir kaç Troya gezisinde refakat etmiş olan ve "genç dostum" olarak nitelendirdiği, Frank Calvert ismi de Troya araştırmalarında ilk kez ortaya çıkacaktır.

Calvert, kendinden önceki bu çalışmaları okumuş ve 1863 yılında yaptığı deneme kazısı sonrasında Hisarlık Tepe'nin Troya olduğunu öne sürmüştür.

Elimizde, burası "Troya" ya da "Wilusa"dır gibi yazılı bir belge olmasa da, yukarıda özetlediğimiz araştırma sonuçları ve son yıllarda Hitit metinlerinin yeniden yorumlanmasıyla, Hisarlık/Troya/Ilios/ Wilusa özdeşliği kesindir.